YERELSEN’DE ARAYIN:
Tepeden inmeci bir anlayışla düzenlenen anayasa anlayışı sona eriyor.
Ülkemiz yeni bir anayasa ile birlikte yeni bir döneme girmeye hazırlanıyor. Osmanlı devletinden beri üst yönetim ve kendini elit olarak kabul eden gruplar tarafından tepeden inmeci bir anlayışla hazırlanan anayasa anlayışı yeni dönemle birlikte sona eriyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasası, ilk kez halkın temsilcileri tarafından ve geniş bir katılımla gerçekleşiyor. Bu bütün halkımızı olduğu gibi, sendikamızı da memnun eden bir gelişmedir.
Hepimiz daha güçlü, daha müreffeh ve daha özgür bir ülkede yaşamanın özlemini çekiyoruz.
Hepimiz ülkemizin geleceği ile ilgili aynı duyguları paylaşıyoruz. Hepimiz daha güçlü, daha müreffeh ve daha özgür bir ülkede yaşamanın özlemini çekiyoruz. Türkiye’nin geleceği olan anayasa konusunda herkesin tek yürek olduğu bu fırsat çok iyi değerlendirilmelidir.
Hükümetimizin, siyasi partilerimizin, sendikaların, meslek odalarının ve diğer sivil toplum örgütlerinin birbirlerinin fikirlerine saygı duyarak ve konuşarak hazırlayacakları bir anayasa, ülkemizin aydınlık geleceğini inşa edecektir.
Uzun yıllar askeri yönetimlerin vesayeti altında yazılmış anayasalarla idare edilen milletimiz, artık geleceğini teminat altına alacak, Türkiye’ye yeni kazanımlar gerçekleştirecek bir anayasa yapmak istiyor.
Türkiye’de 1876 tarihli ilk Anayasa’dan, 1982 tarihli son Anayasa’ya kadar tam 5 Anayasa yapılmıştır. Yapılan bu Anayasa’ların belki de en önemli ortak noktası, yapım sürecindeki “demokratik katılım” eksikliğidir.
Daha sonraki dönemlerde yapılan düzeltmelere rağmen, özgürlükler konusunda tam bir sonuca ulaşılamamış; hükümetlerin kendilerine göre düzenlemeler yaptığı “yamalı bohça” şeklinde bir yapı ortaya çıkmıştır.
Toplumsal katılımı sağlamak yerine, topluma dayatılan bu Anayasalar, ne yazık ki geniş katılımlı bir müzakere sürecine ve ortak akla dayanmamıştır.
Umudumuz odur ki; yeni anayasa ile ülkemizin karşılaştığı pek çok sorun da ortadan kalkacaktır.
Yeni anayasa, benim ya da ötekinin değil “bizim anayasamız” olmalıdır.
Yeni anayasa, benim ya da ötekinin değil, “bizim anayasamız” olmalıdır. Günümüzde, “özgür birey”, “çoğulcu toplum” ve “tarafsız devlet”, anayasal demokrasilerin temel ilkeleridir.
‘Özgür birey’ düşüncesi, “farklılıklara saygıyı” zorunlu kılar. Farklılıklara saygı ise ancak çoğulcu bir toplum yapısıyla gerçekleşir. Çoğulcu bir toplum ise, devletin tüm fikir, düşünce ve inançlara “tarafsız” ve “eşit mesafede” kalması ile mümkündür.
Anayasalar toplumu “biçimlendirmeye” değil, tüm toplumu “kucaklamaya” çalışmalıdır.
Anayasalar, toplumdaki farklılıkları ortadan kaldıran değil, var olan çoğulcu yapıyı ve çeşitliliği koruyan; sistem içerisinde kendilerini ifade etmelerine fırsat veren bir içeriğe sahip olmalıdır. Anayasalar toplumu “biçimlendirmeye” değil, tüm toplumu “kucaklamaya” çalışmalıdır.
YERELSEN olarak umut ediyoruz ki; yeni Anayasamız bu imkânları halkımıza sunacaktır. Toplumun bütün kesimlerinin fikrini ve desteğini almış bir Anayasa, Türkiye’nin önünü açacak, ülkemizi dünyaya öncü ve örnek bir konuma taşıyacaktır.
Bu nedenle yeni anayasa çalışmalarını sonuna kadar destekliyor ve bu hayırlı işe katkısı olan herkese şükranlarımızı sunuyoruz.
Zeki TOÇOĞLU Genel Başkan